Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 8 Temmuz 2022’de İslamabad (UK) Mübarek Camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile birlikte MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı.

Huzur-i Enver, kelime-yi şehadet ve Fatiha suresini okuduktan sonra, şöyle buyurdu:

Hz. Ebubekir’in (ra) zamanında Yemen’deki isyancılara karşı yapılan harekata hz. Muhacir bin Ebu Ümeyye komutanlık yapmıştı.  O, hz. Ümmü Selma’nın (ra) kardeşiydi. Asıl adı Velid idi ama hz. Resulüllah (sav) onu değiştirmişti. Bir rivayete göre o, Tebük Gazvesinde geride kalmıştı ve bu yüzden Peygamber Efendimiz (sav) ona kırgındı. Ancak sonradan onun özrünü kabul ederek Peygamber Efendimiz (sav) kendisinden razı olmuş ve onu Kinda Kabilesine yönetici tayin etmişti. Hz. Ebubekir (ra) onu Necran’dan alarak Yemen’in son sınırına kadar yönetici tayin etmişti.

Peygamber Efendimizin zamanında ilk olarak Yemen’de irtidat (dinden dönme ve başkaldırma) fitnesi başladı ve bunun başı Esved Ansi idi. Bu şahıs, Yemen’in Beni Ans kabilesinin lideri idi. Esved Ansi’nin lakabı Zül Hımar idi, çünkü o her zaman elbiselere bürünmüş vaziyette olurdu. Bazıları onun lakabının Zül Hamar olduğunu söylediler ve dediler ki o genellikle sarhoş durumda olurdu.  Bazı rivayetlerde ise Esved’in lakabı Zül Himar olarak beyan edildi, çünkü onun yanında eğitilmiş bir eşek vardı. Bu lakabın bir sebebi şöyle yazılmıştır: Esved derdi ki bana görünen şahıs eşek üzerinde geliyor. Esved ise kendisi için “Rahmanü’l Yemen” lakabını seçmişti.

Sahih-i Buhari’nin bir rivayetine göre, peygamberlik iddiasında bulunan iki yalancının ortaya çıkacağı  Peygamber Efendimiz’e çok daha önceden bildirilmişti. Hz. Ebu Hüreyre’den (ra) şöyle rivayet edilmiştir: Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki ben bir rüyada gördüm ki yeryüzünün hazineleri bana verildi ve Benim elime altından iki bilezik konuldu ve bu durum zoruma gitti. Ancak Allah-u Teala onlara üflememi vahyetti. Ve ben onlara üfleyince her iki bilezik kayboldu. Ben bundan, iki yalancının ortasında olduğumu anladım, yani Sanaa’dan Esved Ansi ve Yemame’den Müseyleme Kezzab.

Peygamber Efendimiz (sav) Kisra’ya İslam’a davet mektubu yazdığında o öfkelendi. Kisra’nın emri üzerine Yemen’in yöneticisi Bazan, Peygamber Efendimizi tutuklamak için iki adam yolladığında Peygamber Efendimiz onlar vasıtasıyla Bazan’ı İslam’a davet ederek şöyle buyurdu: Bana Allah söyledi ki sizin padişahınızı onun kendi oğlu öldürdü ve kendisi padişah olarak tahta oturdu. Eğer sen İslam’ı kabul edersen eskisi gibi senin Yemen’in yöneticisi olarak kalmana müsaade edilecektir. Bazan’ın adamları mesajı alıp gittiler ama bu arada Kisra’yı oğlunun öldürdüğü ve kendisinin padişah olduğu haberi Bazan’a ulaşmıştı. Bazan Peygamber Efendimizin sözünün gerçekleştiğini görünce İslam’ı kabul etti ve Peygamber Efendimiz (sav) onu, Yemen’in yöneticisi olarak devam ettirdi.

Hz. Muslih Mevud (ra) bu konuda şöyle yazar: Hz. Abdullah bin Huzafe (ra) Peygamber Efendimizin mektubunu Kisra’ya verdiğinde o öfkelendi ve mektubu parçaladı. Hz. Abdullah bin Huzafe (ra) bunu Peygamber Efendimize haber verdiğinde kendisi şöyle buyurdu: Allah-u Teala da Kisra’nın saltanatına aynen böyle yapacak.

Bazan’ın vefatından sonra hz. Resulüllah (sav) kendi görevlilerini Yemen’in çeşitli bölgelerine yönetici olarak tayin etti. Esved Ansi, “Yemen yalnız Yemenlilerindir” sloganı atarak yalancı nübüvvet iddiasında bulundu. Yemen halkı milliyetçi söylemlerden etkilenerek Esved Ansi ile birlik oldular. Peygamber Efendimiz (sav) bundan haberdar olunca kendisi, Yemen’in liderlerine, kendilerinin Esved’e karşı koymayı sürdürmeleri mesajı yolladı. Bu esnada Esved’in ordusu da gitgide güçlendi. Onun ordusunda yedi yüz atlı sipahiye ilaveten deve sürücüsü askerler de vardı. Esved Ansi, önce Necranlılara saldırarak hz. Amr bin Hazm (ra) ve hz. Halit bin  Said’i (ra) oradan çıkardı. Sonra San’a’nın üzerine yürüdü. Orada hz. Şehr bin bazan ona karşı koydu ama şehit düştü. Bu şekilde Esved Ansi Yemen’în bütün bölgelerini ele geçirmeye devam etti. Esved Ansi, hz. Şehr bin Bazan şehit düştükten sonra onun karısıyla zorla evlendi.

Hazermut ve Yemen Müslümanlarına Peygamber Efendimizin mektubu ulaştı, kendisi o mektupta Esved Ansi ile savaşmalarını emretmişti. Buna istinaden hz. Muaz bin Cebel ayağa kalktı ve bu sayede Müslümanlar güç kazandı ve kalpleri sağlamlaştı. Bu esnada Esved Ansi ile Kays bin Abdi Yeğus arasında ihtilaf oldu. Kays bin Abdi Yeğus Yemen’de mürtet olanlardan biriydi ancak sonradan İslam’a döndü. Irak’ın fethi ve Kadisiye savaşında onun ismi belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır.  Bu zat, Sıffin savaşında hz. Ali’nin taraftarı olarak şehit olmuştu. Velhasıl çeşitli kabileler de Esved’e karşı koymaya razı olmuşlardı. Hz. Resulüllah (sav) Necran’ın Müslümanlarına da Esved’in durumu hakkında yazmıştı ve onlar Peygamber Efendimizin sözünü kabul etmişti. Bu bilgileri alarak Esved Ansi mahvolacağını idrak etmeye başlamıştı. Esved Ansi’nin karısı yani Şehr bin Bazan’ın (ra) dul hanımı da kocasının şehit oluşu ve hanedan halkının felakete uğrayıp rezil olmasının bedelini ödetmek için Esved Ansi aleyhindeki faaliyetlerde rol oynayacağını belli etmişti. Nitekim Esved Ansi’nin karısı ve hz. Şehr bin Bazan’ın dul hanımının yardımıyla bir gece onun sarayına girilerek Esved Ansi öldürüldü ve sarayının duvarlarından bu durum ilan edildi. Böylece bu fitne üç ay kadar alevlendikten sonra soğudu. Esved Ansi’nin öldürüldüğü haberi gönderildiğinde Peygamber Efendimiz (sav) vefat etmişti. Ancak Esved Ansi’nin öldürüldüğü gece Allah-u Teala bunu Peygamber Efendimize vahiy ile bildirmişti. Nitekim Peygamber Efendimiz sabahleyin sahabelere de bunu bildirmişti. Ayrıca onu Feruz’un öldürdüğünü de söylemişti.

Çeşitli rivayetlerden biri de şudur: Esved Ansi’nin öldürüldüğü haberi, Peygamber Efendimizin defnedilmesinden 10 yahut 12 gün sonra Medine’ye ulaşmıştı. Ama hz. Ebubekir (ra) hilafete geldikten sonra kendisine ulaşan ilk müjde Esved Ansi’nin öldürülmesiydi. Esved Ansi’nin öldürülmesinden sonra San’a’da Müslümanların hükümeti eskisi gibi kuruldu. Fakat Yemen’de hz. Resulüllah’ın (sav) vefat ettiği haberi yayılınca orada tekrar isyan oldu. Feruz ve Dazube ile birleşerek Esved Ansi’yi öldüren Kays bin Abdi Yeğus tekrar İslam’a karşı isyankar oldu. O, Esved Ansi’nin ordusunun liderleriyle iş birliği yapıp hile ile Dazube’yi öldürdü, Feruz ise ölümden kıl payı kurtuldu.

Hz. Ebubekir’in oluşturduğu 11 ordudan sonuncusu olan hz. Muhacir bin Ümeyye’nin birlikleri Medine’den Yemen’e doğru hareket ettiğinde yolda çeşitli kabilelerin insanları onun birliklerine katıldılar, o kadar katılım oldu ki bu büyük bir ordu oldu. Diğer taraftan da Amr bin Mağdi Kerb ve Kays bin Abdi Yeğus çeşitli kabilelere gidip Müslümanlara karşı savaşmaları için onları razı etmekle meşgul idiler. Bunun neticesi şu oldu ki Necranlı Hristiyanlar dışındaki bütün kabileler Müslümanlara karşı ayağa dikildiler. Yemen halkı, hz. Muhacir bin Ebu Ümeyye’nin büyük bir ordu ile geldiğini haber alınca “yanlış kişiyle mi birlik olduk acaba” diye şüpheye kapıldılar. Bu arada Amr bin Mağdi Kerb ile Kays bin Abdi Yeğus arasında patlak veren anlaşmazlık yüzünden bunlar birbirlerine zarar vermek için çabalamaya başladılar. Sonunda Amr bin Mağdi Kerb, Müslümanlarla birlik olarak Kays bin Abdi Yeğus’u tutuklayarak hz. Muhacir bin Ümeyye’nin önüne çıkarttı. Ancak. Hz. Muhacir bin Ebu Ümeyye, Kays bin Abdi Yeğus ile birlikte Amr bin Mağdi Kerb’i de tutsak ederek her ikisini hz. Ebubekir’e (ra) yolladı.

Hz. Ebubekir (ra) Kays bin Abdi Yeğus ve Amr bin Mağdi’ye sitem ettikten sonra her ikisini serbest bırakarak onları kendi kabilelerine yolladı. Bir siret yazarı şöyle yazmaktadır: Hz. Ebubekir (ra) son derece ileri görüşlüydü. Derin bir basirete sahip ve sonuçları dikkate alan biriydi. Nerede sert davranmak gerekirse orada sert davranır ve nerede affetmek ve göz yummak gerekirse orada affedip göz yumardı. Hz. Ebubekir (ra), kabilelerin bozulmuş halkını İslam sancağı altında toplama isteği ve arzusundaydı. Onun hikmet dolu siyaseti şuydu ki kabilelerin liderleri İslam’a dönüp geldikten sonra onların hataları göz ardı edilmeliydi. Hz. Ebubekir’in (ra) yumuşaklığı sayesinde çeşitli kabileler hz. Ebubekir’in hükümetine tabi oldular ve Resul’ün Halifesi’ne itaat etmeyi kabul ettiler. Kays bin Abdi Yeğus ve Amr bin Mağdi’nin affedilmesinin çok uzun süreli etkileri oldu. Hz. Ebubekir (ra) böylece halkın kalbini kazandı ve onların kalbinin sahibi oldu. Hz. Muhacir’in birlikleri isyancılara karşı faaliyetlerine devam etti ve kaçan düşmanları her yolda öldürdüler. İsyancılar dışındaki kimselerden tövbe edenlerin tövbesi kabul edildi ve kendilerine onların geçmiş durumlarına uygun muamele yapıldı, çünkü onların ıslah olacağı ümit ediliyordu.

Huzur-i Enver sonunda şöyle buyurdu: Kalan kısmı gelecek sefer beyan edilecek inşallah.

٭…٭…٭

Leave a Reply